Çocuklarla Yurtdışı Turu-Singapur

SİNGAPUR

Asya'da herhangi bir tur programına dahil olmadan çocuklarla gezilebilecek en güzel yerleden biri Singapur.Resmi dillerinden biri İngilizce olduğu için Çin'deki gibi dil ve tabela sıkıntısı yok.Taksi şoförlerinden temizlik görevlilerine kadar herkes yetecek kadar İngilizce biliyor.Singapur yaklaşık altı milyon nüfusluk bir şehir devleti.Nüfusunun %40'ını yabancılar oluşturuyor; Çinliler, Malezyalılar, Hintliler,...

Ayrıca bebek arabası ile gezmek de çok rahat Singapur'da.Her yerde bebek arabasına uygun platformlar ya da asansörler var.

Çocuklarla yurtdışına çıkmadan önce yapılması gereken ilk şey aramızda kontrat yapmak.Her seyahatte yapıyorum ve çok işime yarıyor.Kontrata aykırı bir durum oldugunda hemen mudahale edebiliyorsun,2. maddeye uyulmuyor şuan gibi...Çünkü kontrata uymak bir sonraki geziye geleceğinin garantisi anlamına geliyor:)

Çocuklarla yetişkinlerin sabır ve dayanma eşikleri farklı olduğu için yine ödevimi önceden yaptım ve şehirde nereler gezilmeli,nerelerde çocuklar için aktiviteler var,sıra beklemeden alınan özel biletler var mı gibi herşeyi araştırdım.Hem zamanı iyi kullanmış olduk hem de çocuklar sıkılmadan gezebildik.

Otele varışımız Singapur saatiyle akşam 8'i buldu.Bu sefer babaanemiz de bizimle birlikte olduğu için çocukları ona bırakıp sürekli kullanacağımız Dhoby Ghaut metro istasyonunu bulmak için Bayview Otelin etrafını keşfe çıktık.Metro istasyonunu ararken kendimizi dünyanın en ünlü 10 festivalinden biri olarak sayılan Thaipusam Tamil Hint Festivali'nin ortasında bulduk.Her yıl Ocak-Şubat ayları arasında Ay'ın dolunay olduğu dönemde kutlanan ,tanrıları Lord Murugan'a olan sevgilerini göstermek amacıyla vücutlarına çengel ve şişler taktıkları ,oruç tuttukları bir festivalmiş.İlginç görüntülere sahne olduk.Saygı dolu bir ortamda böyle bir festivalin yapılabilmesi Singapur'a ilk puanı kazandırdı.Ortalıkta ne bir polis vardı ne toma...Siz anladınız beni...

Otele geri döndüğümüzde bütün gece uçakta uyuduğu için gece olmasına rağmen uyumak istemeyen yani jetlag olmuş bir Cem karşıladı bizi.Ben de jetlag oldum uyumak istemiyorum diyen Can'a verilebilecek en güzel cevap babaannesinden geldi: " sen jetlag olma yavrum,evimize dönünce beraber jetlag oluruz,buralarda jetlag olmayalım şimdi :)))"

Tatilin en yorucu planını ilk güne koydum;çünkü herkeste adrenalin tavan yapmışken yorulsalar bile birşey demeyeceklerdi:)

SENTOSA ADASI

Adaya Harbourfront metrosundan teleferiğe binerek geçtik.İndiğimiz yerde Sentosa Merlion'u bizi bekliyordu.Ada içindeki tüm ulaşımı ücretsiz olarak binilen Sentosa Express le yaptık.

                             

Sentosa Adası'nın ilk etkinliği tabi ki Universal Studios oldu.Can ve Ertan'a sıra beklememeleri için aldığım Unlimited Express bileti çok işimizde yaradı,hem sıra beklemediler hem de çok eğlendiler.Korku tüneline girdiler,ıslandılar, Far far away'de şatoyu gezdiler.Herşey önceden düşünülmüş biryer burası.Bazı etkinliklerde kaçınılmaz bir şekilde ıslanıyorsun.Aktivite çıkışına koydukları Dry Pod'larda ise 5 dk içinde kuruyorsun.Böylece aman çocuğum üşütüp hastalanır mı derdin yok:) Madagaskar alanında ise Alex,Gloria,Kral ve Penguenler fotoğraf çektirmek için bizi bekliyorlardı:)
Yoruldukça küçük küçük molalar verdik,önceden ayarlanmış abur cuburumuzla keyifli bir şekilde dinlendik.Hollywood Sokağı,Susam Sokağı,Antik Mısır,Çizmeli Kedi,Transformerslar derken heryeri gezdik Universal Studios'ta.

Dry Pod-Kurutma Cihazı

Dinlenirken

Sentosa Express'e atlayıp Palawan Beach'teki Asya'nın en güney noktasına gittik.İşte burası da benim için bir etkinlikti:))Daracık asma bir köprüden geçtik ve kumsalda günbatımını izledik.Çok huzurluydu.

Palawan Beach

SINGAPORE ZOO ve RIVER SAFARI

Kocaman,yemyeşil,tüm hayvanların doğal yaşam alanında bulunduğu muhteşem bir hayvanat bahçesi yapmışlar.O kadar büyük ki yorulanlar için Zoo içinde gezen minik otobüsler var.Hayvanları besleyebiliyorsun,bazıları ile yan yana fotoğraf çektirebiliyorsun.Bizim favorimiz filler ve muhteşem gösterisiyle bizi güldüren bir tonluk kutup ayısı oldu.

Pandalar için ise ayrı ve buz gibi soğuk bir alan yapmışlar.2 tane panda vardı ve keyifleri pek yerindeydi,biz de hayatımızda ilk kez panda gorunce hele de bambu yerken şahit olunca onlarca fotoğraf çekildik:)



Akşam da kısa bir şehir turu yapıp otele döndük.Şehir turunun en güzel noktası ışık gösterilerinin yapıldığı Marina Bay Sands oteli oldu.

Üçüncü günü Chinatown gezisi ve Chinatown'da yer alan Sri Mariamman Tapınağı ile Buddha Tooth Relic Tapınağına ayırdık.Can için en sıkıcı olan bu kısmı keyifli hale getirmek için bol bol gözlem yaptırmaya çalıştık.Çin tapınağı'nda en etkilendiğin 3 şey,Hint tapınağında olup Çin tapınağında olmayan 3 şey,Singapur'da en beğendiğin şeyler neler gibi sorularla Can'ı oyunda tutmaya çalıştık sürekli.

Can'a göre Çin Tapınağının en belirgin 3 özelliği :

1) Tütsüler

2)Bir sürü insan

3) Bir kişiye tapınmaları

Can'a göre Hint Tapınağının en belirgin 3 özellliği:

1)Kıyafetler

2) Çatıdaki heykeller

3)Mum çok

Cem için ise Chinatown'dan aldığımız yeni oyuncaklar kurtarıcı oldu.

Singapur'un en ucuz bölgelerinden biri olduğu için tüm hediyelik eşya alışverişini burda yaptık.

Chinatown'daki yemek seçimimiz alışverişimizden daha uzun sürdü diyebilirim...

O, bunu yemez; bu,şunu yemez...Herşeyi yiyebilen sadece bendim:)

 



Sri Mariamman Temple



 

 

 

 

Buddha Tooth Relic Temple

 



 

Chinatown

Bu yorucu günün ardında geceyi Singapore Flyer'a binerek tamamladık.Şehrin her tarafına simge bina yapılmış,her yer ışıl ışıl.Etrafı izlerken en güzel yorum yine Aliye Annem'den geldi:"dünyanın bir ucunda da bir sürü insan yaşıyormuş ve bir sürü de güzel şey yapmışlar "

 

 

Yaklaşık 30 dakikalık süren tur sonrası Singapore Flyer'ın hemen altındaki alışveriş merkezinin terasında dinlenirken gencinden yaşlısına Chinese New Year hazırlığı içinde olan Singapurluları izledik.Bizim milli törenlerimizin provaları gibi saatlerce prova alıyorlar.Bir hafta boyunca her gittiğimizde yerde Çin yeni yılı hazırlıklarına şahit olduk

Çin Yeni Yılı için Prova Yapan Singapurlular

 

 





 

 



Tatilimiz boyunca kaldığımız Bayview Hotel bizi çok iyi ağırladı.Hatta odalar arası geçiş olması hayatımızı extra kolaylaştırdı.Hatta bir gece odaya çorba söyledik ama mama sandalyesi olmayınca Cem'i yedirmekte zorlandık.Ben iner alırım mama sandalyesini dedi Aliye Annem.

Olur mu anne,odaya çıkarırlar mı hiç diyene kadar Aliye Annem aşağı inmişti bile,arkasından Can'ı yolladık:)

Aşağıda yaşananları Can'ın ağzından anlatıyorum: "ben olmasam babaannemi hırsız sanacaklardı. Aldı sandalyeyi ve 5.kata çıkarıyorum dedi Türkçe.Sanki ne anlayacaklarsa.Bense anlatmaya çalıştım,fifth floor dedim,room number 508 dedim de cezadan kurtardık":))) Hem Aliye Annemin hem de Can'ın medeni cesaretini tebrik ediyorum.

Dördüncü günümüzde şehrin görmediğimiz yerlerini keşfe çıktık:Merlion Aslanı,Double Helix Bridge,Arts & Science Museum , Esplanade Tiyatro Binası,...

Double Helix Bridge

Arts & Science Museum



Esplanade Tiyatro Binası ; Durian Tropik Meyvesi Görünümünde



Veee muhteşem finale yaklaşıyoruz;Infinity Pool / Marina Bay Sands.

57. kattaki bu modern havuzda yüzsek de Türk usulü çocuk uyutma yöntemimizden vazgeçmedik:)

Son günümüzü Gardens By the Bay 'de geçirdik.Tüm hafta boyunca yağmur konusunda çok şanslıydık.En yağışlı dönemlerden biri olmasına rağmen hiç yağmura denk gelmedik.Son gün ise bir hafta boyunca yağmayan yağmur yağdı sanki .Biz yine şanslıydık,Gardens by the Bay 'in korunaklı alanlarındaydık hep.

16 katlı bina büyüklüğündeki dev ağaçların ve farklı bitki örtüsünün olduğu bu bahçede tüm günümüzü geçirdik

Singapur'u seçerken hem çocuklara hem büyüklere uysun,kışta yaz yaşayalım gibi pek çok şeyi düşünmüştüm.Gezinin sonunda çok doğru bir tercih yaptığımı söyleyebilirim.

Direksiyonlar sağda,trafik akışı bize göre ters ama insanları inanılmaz yardımsever ve saygılı.

Can'ın deyimiyle herkes siyah saçlı,tek sarışın Can:) 

Singapur denildiğinde farklı kültürlerin huzurla yaşadığı bir ülke ve muhteşem tatilimiz gelecek hep aklıma...

24-30 Ocak 2016

Sevgiler